Nefese ayrı kiloya ayrı uzman
Mutluluğun sırrını, hayatın şifrelerini, bize özel tılsımları çözme vaatleriyle tanıyoruz onları. Sayıları günden güne artan ve alt başlıklara bölünerek sürekli çeşitlenen bu uzmanlar ne tür bir ihtiyacı karşılıyor? Mutluluk tacirliği mi yapıyorlar yoksa rehberlik mi?
Bazen ‘berbat' giden bir hayatı üç günde düzeltmeyi vaat ederken, bazen de ruhumuzu keşfetmeyi öğütlerken duyarız yaşam koçlarını. Ruhumuzla bağlantı kurmak, kişisel dönüşüm serüvenine çıkmak, kendi iç bilgeliğimizle iletişimde olmak gibi terimleri de onlardan öğrendik. Bahsettiğimiz kişiler tahmin edileceği üzere yaşam koçları ve onun türevleri. Örneğin kişisel dönüşüm uzmanı, spritüal yaşam uzmanı, nefes teknikleri uzmanı, zayıflama koçu, ilişki uzmanı hatta melek koçu gibi…
Peki, sayıları günden güne artan bu uzmanlar ne tür bir ihtiyacı karşılıyor? Kimilerinin iddia ettiği gibi mutluluk tacirliği yapan yeni bir sektör mü doğuyor, yoksa zorlu hayat yolunda insanlara rehberlik mi yapılıyor? Bu sorulara cevap aramadan önce bir noktayı vurgulamakta fayda var; koçluğun ‘önlenemez' yükselişi sadece Türkiye'ye özgü değil. Zira bu alan dünyada son beş yılda en hızlı büyüyen sektörlerin başında geliyor. Kitabıyla, kursuyla, danışmanlık hizmetiyle, seminerleriyle büyük paraların döndüğü bir alan. Yükselme serüveni ise yeni kapitalizmin bir sonucu olarak görülüyor. Çünkü giderek bireyselleşen ve yalnızlaşan insan, karşılaştığı zorluklarda ihtiyacı olan duygusal destek ve rehberliği parayla alıyor. Sürekli kendi ruhu ve bedeniyle meşgul kişilerin sayısı arttıkça da onlara kendilerini iyi hissettirecek, ilgi açlığını giderecek sektörler doğuyor.
Hap bilgiler mutlu eder mi?
Yaşam koçlarına ve benzer diğer uzmanlara karşı en büyük eleştiri psikiyatristlerden geliyor. Ruhsal danışmanlığın bilimsel bir altyapı olmadan verilemeyeceğini savunan psikiyatrist ve psikologlar, yaşam koçlarını ‘kafasına göre tavsiyelerde bulunan kişiler’e benzetiyor. Türkiye Psikiyatri Derneği Medya Koordinatörü Doç. Dr. Burhanettin Kaya, yaşam koçluğu iddiasının aslında koruyucu ruh sağlığı tanımına girdiğini anlatıyor. Ehil olmayan kişilerin araya girmesi ise sorunu daha da büyütüyor. Günümüz şartlarının getirdiği belirsizlik ve kaos ortamında insanların yapma cennetler ve rahatlama yöntemleri aradığını düşünen Kaya'ya göre, bu durum kişiyi mistisizme getiriyor. Yani koçlardan sıklıkla duyduğumuz, ‘Kendi bedenine dönme', ‘Kendi farkına varma' gibi kavramların üretildiği alana. Kaya'nın dikkat çektiği diğer bir kavram ise ‘psikolojize etme'. Yani kişinin normal duygu hallerini, gündelik hayat içinde yaşanan doğal sıkıntı, üzüntülerin hastalık gibi algılanması ve tedavi edilmesi gereken haller gibi gösterilmesi. İşte bu ‘psikolojize etme' durumunun karşısında bir iyileşme sektörü oluştuğunu düşünen Kaya, şöyle devam ediyor: “Bir kişisel gelişim uzmanı, yaşam koçu ticarî; bir müessese gibi ofis açabiliyor. Herhangi bir yerden alınan üç günlük kurs yeterli ama orada hastayla karşılaşıp çözüm arıyorlar. İnsanlar umut arayışıyla gidiyor. Ben çok insan oraya gidip örselenip sonra bizden yardım istiyor. Çünkü mutlulukla ilgili hap bilgiler çözüm olmuyor.”
‘Yaşam koçu yönlendirme yapmaz’
Psikiyatristler tarafında hal böyleyken yaşam koçları ise tıp müesseselerinin insanları kullanarak ilaç sektörünü büyüttüğü görüşünde. Onlara göre tıp eğitimi alanlar insanlara yıllar boyu ilaç içirirken, yaşam koçları sorunu kişinin kendine dönmesini sağlayarak çözüyor. Türkiye'nin tanınan yaşam koçlarından Hande Akın, yaşam koçunun cesur ve güçlü sorular sorarak kişiye sahip olduğu potansiyeli keşfettirdiğini söylüyor. Ardından gelen adım ise hayatında olmasını istediği şeye yönelik kişiyi motive etmek. “Çünkü inanırız ki insan istedikten sonra her şeyi yapabilir.” diyen Akın, şöyle devam ediyor: “Yaşam koçu yönlendirme yapmaz. Hedefi doğrultusunda hangi adımları atabileceğini bulmayı sağlar. Çünkü kişi kendini tanımaktan kaçabilir, bazı duygularıyla baş etmekten çekinebilir. Önemli olan farkındalık sağlamaktır. Farkındalığı arttıkça gelişmesine engel olan korkularını zaten kişi kendi aşabilecek güçtedir.”
“Her meslek ve sektörde eleğin üstünde kalanlar ve zamanla eleğin altına dökülenler var.” diyen Akın, tıpkı yaşam koçları gibi tıp doktorları arasında da ehil ve ehil olmayan ayrımı yapılabileceğini söylüyor. Bir danışanından örnek veren Akın, “Altı aydır psikiyatriste gidiyor ve sürekli ilaç veriliyor ancak hiçbir şekilde sözlü terapi yapılmamış. Burada insanların ilaçları sürekli değiştirilerek çok büyük paralar kazanıldığını da biliyoruz.” diyor.
Üç günde mutluluğun sırlarını keşfet!
İşini hakkıyla yapanları saymazsak ‘üç günde mutluluğun sırlarını keşfet', ‘on soruda hayatı keşfet' gibi sloganlarla iş yapanlar akıllarda soru işaretleri bırakıyor. Her türlü yönlendirmeye açık kişilerin çokluğu ise sektörün büyüme sebeplerinden biri. Katıldığı bir programda insanların artık sıkışmış durumda olduğunu ve bu sıkışmışlığın içinde umut aradıklarını anlatan kişisel dönüşüm uzmanı Aret Vartanyan, manzarayı şu sözlerle betimlemişti: “Bugün desek ki her sabah üç tane yumurtayı çırpın, yüzünüze sürüp güneşe çıkın. Bunu yapacak insanlar var. Bu ne kadar acı bir şey değil mi?” İşte böyle bir ortamda farklı başlıklar altında sürekli yeni ‘uzman' ve ‘koçların' türemesi de kaçınılmaz hale geliyor. Bunlardan birkaçını ve görev tanımlarını kendi ifadeleriyle sıraladık:
Spritüal yaşam uzmanı: Kişinin amaçlarının yanı sıra ruhuyla olan bağlantısını güçlendirici çalışmalar yapıyor. Kendiniz ve yaşamınızla ilgili bütün merak ettiklerinizin gün ışığına çıktığını ve bütünüyle yenilenmiş olduğunuzu hissettiriyor.
Kişisel dönüşüm uzmanı: Grup çalışmaları ve birebir programlarıyla daha mutlu, daha tutkulu, farkındalığı yüksek bir yaşamın kapılarını açıyor.
Melek koçluğu: Geçmişinizden getirdiğiniz sıkıntılara şifa çalışması. İş, kariyer, para konularında hak ettiğiniz noktaya ulaşırsınız. Melek koçluğu hayatınızı kolaylaştırır, meleklerle iletişimi öğrendiğinizde her şey daha kolay olur.
Nefes koçluğu: Düşünsel, felsefi, yaşamsal alanlarda nefes farkındalığını geliştirir. Bilimsel ve ruhsal bilgilerle donanmış yaşam danışmanları yetiştirme amacıyla hazırlanmış sertifikalı bir eğitim. Bütünsel ve farkındalıklı nefes almayı sağlar.
Ruhsal danışman sürekli gülmek zorunda mı?
Yaşam koçu ve kişisel gelişim uzmanlarına getirilen bir eleştiri de sürekli gülümseyen yüz ifadeleri. Birçoklarına yapmacık gelen bu durumu psikiyatrist Burhanettin Kaya, şöyle yorumluyor: “Bu güleç yüzlülük hastaların müşteri olarak algılanmasından kaynaklanıyor. Aynı gülüşü özel hastanede doktor arkadaşımızın ya da hemşirenin yüzünde de görebilirsiniz. Çünkü artık hasta değil, müşteri algısı vardır. Güler yüz, iyi sağlık hizmeti demek değil. Gerçek güler yüz karşındaki kişiyle empati kurmak ve onun ne hissettiğini anlamak, bunu ona ifade edebilmektir. Bu durum kendine de eleştiri yapabilmeyi getirir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder