Üç dilli çocuk yetiştirmek - 4
Maya bu sıra dil gelişiminde atak yaptı; ama evde üç dil konuşulduğundan, garibim hangi dilde nasıl bir atak yapabileceğini pek kestiremediği için, kendi çapında dördüncü bir dil üreterek olaya çözüm buldu. Kabaca, Mayaca! Beni çok güldürüyor çünkü mimikler, el kol işaretleri hatta tonlama bile tamam da, dil nanay, anlayan beri gelsin..
Üç dil maceramıza en son kaldığımız yerden (bizim dut yemiş bülbülü en son 15 aylıkken bırakmıştık hatırlamak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz) devam ediyoruz. 15-22 ay arası neler oldu neler, mercimekli köfteler.. Mesela, bizim dut yemiş bülbül oldu sana bir papağan! Ne desem tekrarlamaya çalışıyor, bazısını tepetaklak (bardak: dakbar) bazısını kendi kafasına göre (yıldıza ısrarla aydede diyor mesela) bazısını da çok net ve yerinde kullanarak, bu normal dil gelişimi evresini az geriden tamamladı. Şimdi artık kelimeleri yerinde ve doğru kullanabiliyor ve kendine günlük hayatta yeten, oldukça geniş bir üç dil kelime repertuarı oluştu. Bundan sonraki aşama kelimeleri birleştirme, iki kelimeden başlayarak yavaş yavaş cümle kurma gelecek, henüz ufukta yok öyle bir şey, bekliyoruz.
Üç dil nasıl oluyor, hepsi birbirine karışmıyor mu, gecikme olmuyor mu derseniz; araştırmalar aksini ısrarla söylese de, bizim Maya'yla tecrübemizde tabii ki karışıyor. tabii ki gecikiyor. Bence iş dil sayısında değil, çocuğun dil yeteneğinde bitiyor. Bazı çocuk hızlı konuşur, bazısı geç ve bu bence dil sayısıyla ilişkili değil. Mesela ben 1 yaşında şakır şakır cümle konuşurmuşum, eşim 3 yaşından önce konuşmamış; artık hangimize çekti ya da ikimizin ortası mı olacak bilemiyorum ama paniklemiyorum, konuşmayan çocuk var mı azizim? Bir zaman gelecek susturamayacağız bence, o nedenle sessizliğin keyfini çıkaralım derim..
Karışma konusu da beni germiyor çünkü dil bence pasif değil aktif bir yeti, tabii ki ne kadar çok dil bilirseniz o kadar farklı düşünce sistemi ve kültür de ediniyorsunuz ve tabii ki hepsi harmanlanıyor. Mesela yurtdışında yaşayanlar bilir, alışveriş listeleri hazırlarken bir de bakarsınız listenin yarısı bir dil, yarısı başka dil. Ya da mesela eşinizle konuştuğunuz dilde başka dilden kelimeler bulursunuz. Ya da bazen anadilinizde aklınıza gelmeyen kelimenin ikinci ya da üçüncü dildeki karşılığını kullanıverirsiniz (demek istediğim yabancı özentisi "şekerim önümüzdeki week bir meet up planlayalım, haydi byee" değil elbette, korkunç bir şey o ayyy). Bence bunlar hayatı zenginleştirir. Burada önemli nokta tüm dillerin grameri ve telaffuzuyla özüne uygun düzgün konuşulması, kırık üç dil yerine sağlam tek dil bu nedenle önemli.. Ama eğer siz ya da çocuğunuza bakım veren diğer kişiler birden fazla dili layıkıyla konuşuyorsanız, neden bu yeteneği çocuğunuza vermeyesiniz? Bu bir zenginliktir.. Tabii ki zorluyor, emek istiyor, o ayrı..
15-22 ay arası bir başka değişiklik, benim İngilizce'nin yanına yavaş yavaş Türkçe'yi sokmaya başlamam oldu. Bu konuda çok okudum ve "tek ebeveyn tek dil, asla değiştirme" (OPOL) kuralına çok bağlıydım (bunu okuyunca sorgulamaya da başlıyor insan aslında) ama baktım nasılsa gecikiyor, karışıyor, kopacağı yerden kopsun, tüm dil teorilerinin aksine, hadi bari üç dili olsun dedim ve başladım yalnızken Türkçe, sosyal ortamlarda İngilizce konuşmaya, baba da Almanca konuşuyor bu arada. Bir sosyal medya gurubuna üye oldum ve orda benim gibi 3+ dil konuşan ve birbirine moral ve taktik veren bir çok anne babayla tanıştım, bu harika oldu. Yalnız doğruymuş, 15 aydan sonra gelen Türkçe'ye hala çok adapte olamadı, anlıyor ama kelimeleri tek tük. İngilizce ve Almanca'da ise en karışık cümleleri anlıyor ve yerinde kelimelerle konuşuyor. Bu aşamada bu kadarı da yeter zaten.
Bazen bakıyorum yaşıtları Alman çocukları bıcır bıcır konuşuyorlar ama sonra bakıyorum bizim gibi çok dilliler tam da Maya gibi tek tük konuşuyor, hatta Maya'dan daha suskunları da var ve çoğunluktalar. O nedenle paniklemiyorum. Ama çok okuyor araştırıyorum, elimden geldiği kadar her dilde bol bol konuşuyorum, şarkı söylüyorum (kerata şarkıları tam melodisini tutturarak ama sözleri sallayarak söylemeye başladı 16 aylıktan beri), çeşitli dillerdeki oyun guruplarına katılıyorum, kitaplar okuyorum ve tv ya da bilgisayar gibi aygıtları asla kullanmıyorum ve de başka ne yapabilirim bilmediğim için sabırla bekliyorum, bakalım bir sonraki yazımda neler olacak, göreceğiz..
Okuduklarımdan, yararlandıklarımdan bazıları:
Öncelikle neden 2 değil 3 dile geçtim; çünkü Afrika'da bazı çocuklar 11 dil birden konuşuyor, demek ki olabiliyor.. Ve bu blog yazısı çok hoşuma gitti.
Bu dönemdeki bebek ve çocuklardan ne beklememiz gerçekçi olur burada ve burada ve burada ve burada ve burada
Bebekler ve çocuklarda dil terapisi ya da desteğine ne zaman ihtiyaç vardır burada ve burada
Bebeklerin konuşmasını evde kendimiz nasıl destekleyebiliriz burada ve burada.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder